Bu yarış yalnızca lastiklerin asfaltla buluşmasına değil, aynı zamanda Formula 1’in karanlık bir noktasına da ışık tuttu. Pist üzerinde avantaj kazanmak isteyen bir takım, genç bir pilotun kısa kariyerine leke sürdüğü bir yarış olarak akıllarda kaldı.
Olay ilk başta “yalnızca bir kaza” denilip geçilse de aslında kazanın çok ötesindeydi. Formula 1’in etik ve rekabet ilkelerini sorgulatan bir tartışmayı beraberinde getirmesi ise cabası.
Formula 1, tarihinin ilk gece yarışını Singapur’da gerçekleştirecekti.
28 Eylül 2008’de olan yarışa kadar Renault’da işler iyi gitmiyordu. Takımın pek bütçesi yoktu. Takımda üst üste iki yıl şampiyonluk yaşamış olan Fernando Alonso, bir önceki sene McLaren’a geçiş yapmış ve çaylak sezonunu geçiren Hamilton ile takım arkadaşı olmuştu. İkili o sezon 1 puanla şampiyonluğu Raikkonen’e kaptırdı. Hamilton için bu bir başarıydı ama son iki yılın şampiyonu için fiyaskoydu.
McLaren ekibi, ışığı Hamilton’da görünce Alonso, Renault’ya geri dönmüştü. Alonso’nun dönüşü ile birlikte de takım yeniden sponsor çekmeye başladı.
Ferrari, McLaren ve Sauber gibi takımların arkasında zayıf bir performans sergiliyordu. Singapur’daki bu yarış, nasıl oldu da spor tarihinde alışılmadık bir şekilde skandala dönüştü?
Singapur GP, sezonun sondan 4. yarışıydı.
Alonso, sezonun o noktasına kadar sadece 28 puan toplamıştı. Nelson Piquet Jr. ise sadece 3 kez puan alabilmişti. Yani Singapur’da başarılı bir sonuç almaları çok önemliydi.
Ancak işler bekledikleri gibi gitmedi. Piquet Jr., sıralama turlarının ilk kısmında elendi ve ardından Alonso, ikinci seansta tur atamadan mekanik arıza yaşadı. Bu da ikilinin yarışa 15. ve 16. sıralardan başlayacakları anlamına geliyordu.
2008 yılında, bugünkünden farklı olarak pit stoplar esnasında araçlar yakıt da alabilirdi ve yakıt stratejileri büyük önem taşırdı. Arkalarda kalan araçlar, depolarını ağzına kadar doldurup rakiplerinden bir pit stop az yaparak avantaj elde etmeye çalışırdı.
Yarışa 15. sıradan başlayacak olan Alonso’nun benzin deposunda az yakıt ve jantlarının üstünde ise yumuşak lastikler vardı. Bu durum herkesin kafasını karıştırdı. Alonso’nun yarışın başında yakıt yükü ve lastik avantajıylahızla ilerleyerek ilk sıralara yerleştiğine şahit oldular. Ancak 10. turda yaptığı pitte sert lastiklere geçip ağır yakıt yükü almıştı.
Bu durum, o dönemde Formula 1 spikeri James Allen’ın dikkatini çekti ve Renault’nun farklı stratejiler deneyerek yükselmeye çalıştığını söylemişti.
Çok geçmeden 3 tur sonra gerçek tablo ortaya çıktı. Renault’nun stratejisi oldukça garipti. Kameralar, 14. turda Sebastian Bourdais’in kaçış alanından piste geri dönüşünü gösterirken aniden görüntü başka bir yere kaymıştı. Piquet Jr., duvara çarpmış bir şekilde duruyor ve pistin tersine bakıyordu.
Bu kaza, güvenlik aracının çıkmasını gerektirecek şiddetteydi. Üstelik enkazın bulunduğu yerde herhangi bir kaçış yolunun olmaması durumu daha da ciddileştiriyordu. Bu yüzden güvenlik aracı derhal devreye girdi.
O dönemdeki kurallara göre, yarışlarda güvenlik aracının ilk turunda pite girmek yasaktı ve bu kurala uymayan pilotlar 10 saniye dur-kalk cezası alıyordu.
Kazadan sonra Piquet, aracın sert lastiklerinden kaynaklanan bir kaza olduğunu iddia etti.
Bu kaza, araçların pit zamanında meydana gelmişti ve bu araçların bir tur daha atacak yakıtı yoktu. Bu nedenle pilotlar, ceza almayı göze alarak araçlarını pite sürmek zorunda kaldılar. Pite giren pilotların çoğu piste geri dönebildi, ancak şampiyonluk mücadelesi veren ve o an yarışı lider olarak götüren Felipe Massa, yakıt pompasıyla birlikte pitten çıkmaya çalışırken pit yolunun sonunda kaldı. Massa, sezon sonunda şampiyonluğu 1 puanla Hamilton’a kaptırdı.
Ferrari mekanikerleri yakıt pompasını sökse de Massa, son sıraya düşmek zorunda kaldı ve almış olduğu pitten geçme cezasıyla yarışa devam etmek zorunda kaldı.
Bu olayların ardından Alonso, yarışın içinde kalmak için pite girmiş 4 pilotun hemen arkasında 5. sıraya yerleşmişti.
Yarışın doğal akışıyla Alonso, 1. sıraya yükseldi ve geri kalan yarışta pozisyonunu koruyarak Renault’ya iki yıl sonra ilk galibiyetini kazandırdı. Bu zafer, Alonso için kariyerinin en önemli galibiyeti olarak kabul ediliyor ve her sorulduğunda bu yarışı en iyi zaferi olarak nitelendiriyor.
2008 sezonunda Singapur’da elde edilen zaferinin ardından Alonso ve Renault, bir hafta sonra Suzuka’da bir başka zafer daha kazandılar ve sezonu 61 puanla 5. sırada tamamladılar. Bu resmen, kötü bir sezonun beklenmedik sürpriziydi.
Takımın kazandığı tüm puanlar, 7 numaralı araç ve pilotu Fernando Alonso tarafından elde edildi.
Nelson Piquet Jr. ise hiçbir yarışı ilk 10’da tamamlayamadı.
Bu başarısız performans, 10 yarış sonrasında Flavio Briatore ve Renault’nun tahammül edemediği bir noktaya ulaştı ve Macaristan GP’sinin ardından Piquet Jr.’ı takımdan attılar. Ancak onun yerine gelen Romain Grosjean da mükemmel sayılmazdı.
Kalan 7 yarışta en iyi derecesi 13. olan Grosjean’ın kötü performansı, 2010 yılında gridin dışında kalmasına neden oldu. Ancak Renault için asıl büyük sorun henüz ortaya çıkmamıştı.
30 Ağustos 2009’da ortaya atılan bir iddia ile başladı her şey. Takımdan gönderilen Piquet Jr., yaşananları tek tek anlatmaya başladı. İfadesinde, Briatore ve Symonds’ın Piquet Jr.’a kazayı nerede ve nasıl yapması gerektiğini anlattığını söyledi. Buna karşılık, Renault da Piquet Jr. aleyhinde “karalama” ve “şantaj” yapıldığı iddiasıyla karşı dava açacağını açıkladı.
Times Gazetesi’nde Renault’nun takım içi telsiz konuşmaları yayımlandı.
Renault’nun, kazanın olacağı yerden nasıl olacağına kadar her detay Piquet Jr.’a anlatılmıştı. Bu delillerin yayınlanmasının ardından Symonds ve Briatore takımdan ayrıldı. 21 Eylül 2009’da FIA, Renault’yu ertelemeli olarak 2 yıl boyunca F1’den men etti. Symonds 5 yıl, Briatore ise ömür boyu F1’den men edildi.
Tüm bu olayların ardından Renault, baş sponsoru olan ING Bank’ın sponsorluğunu da kaybetti ve 2010 sezonu sonunda F1 takımını Lotus’a sattığını açıkladı.
Pat Symonds, FIA’nın verdiği 5 yıllık yasak sona erdikten sonra, 2013 sezonu sonunda Williams ile Formula 1’e geri döndü. 2014 ve 2015’teki başarılı araçların geliştirilmesinde önemli bir rol oynadı. Şu anda F1’in baş teknik danışmanı olarak görev yapıyor.
Bu olaylardan en kârlı çıkan isim Fernando Alonso oldu. Çünkü kendisiyle ilgili herhangi bir karar alınmadı ve olayla ilgili bir bağlantısı olmadığı kabul edildi.
Formula 1 ile ilgili diğer içeriklerimiz: