Harbiye Askeri Müzesi’nde ‘Cumhuriyet’in 100. Yılı Sergisi’

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in katılımıyla 1 Aralık’ta açılışı yapılan sergide, Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere Milli Mücadele’ye katılan ve Cumhuriyet’in ilanında aktif görev alan subaylardan, askeri müze koleksiyonunda kişisel eşyası bulunan 12 komutana ait farklı eşyalar izlenime sunuluyor.

​​​​​​​Atatürk’ün tabancası, mühürleri, bastonu, şapkası ve yeleği, mareşal rütbeli pelerini, İzmir’in işgalden kurtarılmasının ardından şehir halkının Atatürk’e hediye ettiği hatıra sancağı da burada sergileniyor. Hediye hatıra sancağının üzerinde ise Kelime-i Tevhid ile Fetih Suresi’nin ilk ayeti yazıyor.

Sergilenen eserler arasında, “Atatürk’ün fotoğrafçısı” olarak tanınan Jean Weinberg tarafından yapılan fotoğraf üzerine yağlı boya portresi ile heykeltıraş Bülent İşcan’ın Atatürk heykeli de yer alıyor.

Cumhuriyet’in ilk yıllarında savunma sanayisinde gerek devlet eliyle gerekse özel girişimlerle gerçekleştirilen atılımlar da bilgi panoları, fotoğraflar ve dönemden objelerle anlatılıyor.

Milli Mücadele’nin kazanılmasında önemli yeri olan İmalatı Harbiye Fabrikaları ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk özel silah fabrikalarını kuran Şakir Zümre ve Nuri Killigil’in tesislerinde üretilen silahlar ile TBMM tarafından çıkarılan ilk madalya olan İstiklal Madalyası’nın örnekleri de sergide izlenime sunuluyor.

54’ÜNCÜ ALAYDAN İLK KEZ SERGİLENECEK

Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi’ne katılan 54’üncü Süvari Alayı’nın sancağı, sancak sicil defteri ve sancağa takılan İstiklal Madalyası ilk kez sergileniyor. Sancak sicil defterinde, Atatürk’ün 27 Ocak 1933 tarihli el yazısında, “54’üncü Sv. Alayını ziyaretimden duyduğum memnuniyet büyüktür.” ifadesi yer alıyor.

Objelerin yanı sıra Cumhuriyet’in ilanı ile Cumhuriyet Bayramı kutlamalarını yansıtan belge ve fotoğraflar, sergide görülebiliyor.

Sergi, Askeri Müze’nin kapalı olduğu pazartesi hariç diğer günler 09.00-16.30 saatlerinde ziyarete açılıyor.

Ziyaretçiler, sergiyle birlikte Askeri Müze’yi de gezebiliyor.

SANAL TUR İMKANI

“Cumhuriyet’in 100. Yılı Sergisi”ne ev sahipliği yapan Milli Savunma Bakanlığına (MSB) bağlı Askeri Müze ve Kültür Sitesi Komutanlığı ise koleksiyonlarının zenginliği ve çeşidi açısından dünyanın önde gelen müzelerinden birine sahip bulunuyor.

Müze sergi salonlarında vitrinlerle sergileme yöntemi dışında son yıllarda modern müzecilik uygulamaları da kullanılmaya başlandı. MSB’nin mobil uygulaması aracılığıyla Harbiye Askeri Müzesi’nde sanal tur yapılabiliyor.

“Türk Ordusunun Kuruluşu”, “Selçuklu Dönemi”, “Osmanlı Devleti’nin Kuruluş ve Yükseliş Dönemleri”, “İstanbul’un Fethi” ve “Çanakkale Savaşları”nı konu alan salonlar, 2007 yılından itibaren yapıldı. Bu salonlarda büyük ebatlı dioramalar, haritalar, ışıklı panolar, heykel ve yağlı boya tablolar ile yer yer orijinal eserlerin kullanıldığı konsept uygulandı.

Dünyanın en eski bandosu olan mehter de Askeri Müze bünyesinde yer alıyor. Ziyaretçiler, pazartesi hariç müzenin açık olduğu 6 gün burada mehter takımının verdiği konseri de izleyebiliyor.

Askeri Müze’de yerli, yabancı, sivil ve askeri her türlü kültür ve sanat faaliyetlerine açık “Kültür Sitesi” kompleksi de bulunuyor.

ATATÜRK’ÜN OKUDUĞU HARP OKULU BİNASI

Askeri Müze’de ayrıca Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Harp Okulu’nda geçen öğrenim hayatı anısına, “Harbiyeli Atatürk Sınıfı” adıyla sergilenen bir salon ziyaret edilebiliyor.

Atatürk, daha önce “Harp Okulu” olan Askeri Müze binasında 1899-1905’te okudu. Tophane-i Amire Hastanesi olarak inşa edilmeye başlanan bina, 10 Ekim 1846’da Sultan Abdülmecid tarafından “Mekteb-i Fünun-u Harbiye-i Şahane” olarak resmen açıldı.

Bugünkü Harp Akademisinin temeli olan “Erkan-ı Harbiye” sınıfları 1848’de eklendi. 1853-56 yıllarında Kırım Savaşı’nda Harbiye binası İngiliz ve Fransızlar tarafından istendi ve bina Fransızlar tarafından hastane olarak kullanıldığı sırada büyük bir yangın geçirdi. 1864’te Garabet Balyan tarafından tekrar inşa edilen bina, 1936’ya kadar “Harp Okulu” olarak kullanıldı. Atatürk ile birlikte yakın tarihe damga vuran birçok subayın yetiştiği okul, 1936’da Ankara’ya nakledildi.

ASKERİ MÜZE’NİN TARİHÇESİ

Modern anlamda Türk müzeciliğinin temeli ise Tophane Müşiri Damat Ahmet Fethi Paşa’nın gayretleriyle 1846’da atıldı. Bu tarih, Türk müzeciliğinin ve Askeri Müze’nin kuruluşu oldu.

Askeri Müze’nin kuruluşu, modern anlamda olmasa da 1453’te İstanbul’un Türkler tarafından fethinden sonra Aya İrini Kilisesi’nin değerli silahlar, harp araç ve gereçlerinin toplandığı “Cebehane” olarak düzenlenmesi nedeniyle 15. yüzyıla da dayandırılıyor.

Cebehane’deki tüm malzemeye 1726’da yeni bir düzen verilerek “Dar-ül Esliha” adıyla yeni bir kurum oluşturuldu. 1846’da ise Aya İrini’deki revakların araları camekanlarla kapatılarak sergileme mekanları haline getirildi. Bu mekanların bir bölümünde eski silahlardan, savaş araç ve gereçlerinden oluşan koleksiyonlar, diğer bölümlerde de arkeolojik eser koleksiyonları sergilendi. Aya İrini’deki bu koleksiyonlar, kısa süre sonra ilk defa müze adını alarak “Müze-i Hümayun” olarak isimlendirildi.

Aya İrini’deki faaliyetlerini 1940’a kadar sürdüren Askeri Müze’nin faaliyetlerine, 2. Dünya Savaşı’nın Türkiye’ye de sıçrayabileceği düşüncesiyle bir süre ara verildi.

Müzedeki eserler önce Ankara, sonra da Niğde’ye nakledildi. Savaş tehlikesinin ortadan kalkmasından sonra 1949’da İstanbul’da Maçka Silahhanesi’nde depolanan eserler, 1959’dan itibaren “Harbiye Mektebi Jimnastikhanesi” binasında tekrar sergilenmeye başlandı.

Bu binanın zamanla askeri müze koleksiyonları için yetersiz kalması ve çağdaş anlamda gelişmeye yönelik adımların atılmasına imkan vermemesi üzerine 1966’dan itibaren restorasyon çalışmaları sürdürülen eski Harbiye binasının “Askeri Müze” olarak kullanılmasına karar verildi.

Müze, 10 Şubat 1993’te yeni bir düzenlemeyle ziyarete açıldı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir